TAÇYAPRAKLAR DÖKÜLÜR ÇİÇEK KALIR


Daiei Kaneko’nun (1881-1976) sözüdür. Bu dünyanın geçiciliği düşüncesinden türevlenmiş bir söz olarak, öze bakış zihniyetini ifade eder. Suret ortadan kalksa da, öz yokolmaz.

Anlam, yaşamın bizzat kendisindedir. Oysa Batı’da (Wittgenstein vb.) yaşam dışında aranmalıdır. Zen üstadı bir talebesinin, ne yapayım? sorusuna karşılık, ‘‘yemeğini yedin mi? öyleyse git kabını yıka’’ der.

Dünyanın, dilden ibaret olması ve herşeyi orada arayan zihnin çıkmazına çözüm, tezatları, zıtlıkları beraber görüp ‘‘mantık-mantıksız’’, ‘‘bilinçiçi-bilinçdışı’’ ayırmayan bir zihin inşaası iledir.

Çin’de boşluk’un iki görünüşü bulunmaktadır. Birinicisi statik olan tözü, ikincisi de dinamik olan etkinlik yanı. Çin’de (Laozı) Doğu’da denge olgusu merkezdedir. Batı’da dille temellenen akıl, mantık. Dışa bakan gözle, içe dönmüş bakışlar. Aynı gerçeğin ayrı yüzlerini görmektedirler. Batı’da özneyi görürken, Doğu’da nesne özneye görünür veya kendisini gösterir.

Doğu’da insan kendisini birşeyin parçası olarak görür ama Batı’da o, kendisi bütüncül olmalıdır, kendine güveni, kendine saygısı olan bir birey olmak zorundadır. Herşeyin ölçüsü olmalıdır. Doğu’daki gibi kendisini çevresinin değerlendirmesini beklemez, kendisi kendisini değerlendirir.

Doğu’da doğa yasaları insan zihninin üzerinde yer alır. Batı’da gerçeğe ulaşmak için zihinsel tartışmalar yapılırken Doğu’da konuşmak pek o kadar revaçta değildir. ‘‘Bilen konuşmaz, konuşan bilmez’’ (Laozı). ‘‘Birşeyi anladıysan artık sözleri unut’’ (Zhuangzı). ‘‘Dil, dünyada her anlamı yansıtamaz’’ (Kongzı/Konfüçyüs). Batılı, konuşarak yapar, düşünerek yapar ama Doğulu konuşmaz, susarak yapar. Doğu, çelişkisel gerçekliklerin meydanıdır.

Japon dil-düşünce tarihinin çıkış noktası, Wittgenstein’ın vardığı noktadan başlar. Batı medeniyeti, Celaleddin-i Rumi’nin de ifade ettiği, ‘sözün bittiği yer’e kadar gitmiştir. Ve ancak bunu ardından gelen yetkisiz bir boşluk takip etmiştir. İnsan aslında, Kierkegaard’ın da ifade ettiği gibi, ‘düşünce özgürlüğü’ talep etmektedir, ifade özgürlüğü değil.

Düşünce dünyası yani o dar dil dünyasından kurtulamayan insan, kaçacak yer arar ama bulamaz. Dil, insanın ana programıdır adeta. Mantık da onun işletim metodu. Ancak dil kullanımı için sözcüklere gerek duyar. Daralınca insan bunalır.

Kuki Shuzo, ‘‘karşılaştığın şeylere boşgözle bakıp yanlarından geçme’’(guzensei–no-mondai) diyerek bu düşünceyi ifade eder. Japonlarda eskilerden bu yana tesadüfü, bir karşılaşma veyahut bir buluşma olarak yorumlama altyapısı bulunmaktadır.

Çay sanatından türevlenen ünlü söz, ‘‘bir kez/defa’’ biçiminde kısaca çevirilebilecek (ichigo-ichie) deyiş, bu dünyanın, bir kezlik verilen bir lütuf niteliğine atıfla, tüm karşılaşmaların veya olayların bir defalığını ifade etmektedir.

0コメント

  • 1000 / 1000

Gunhan's Blackboard

ギュンハンの黒板