Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin MANA-SURET perspektifi

Yaşamak, bu dünya demek. Özne-ben, yaşam oyununa katılım içerisinde varolur. Yaşamak, her türden durumla karşılaşmaktır. Bu temel eyleminden dolayı insan her durumda, düşünmeye sevkedilecektir.

Anlam denen şeyi arayan tek canlı, insan gibi görünmekte. Anlam, amaç ve değer gibi kavramları da beraberinde sürüklüyor. Dünya ile özne-ben arasındaki bağ olarak anlam ortadan kalktığında, herşey çöküyor.

Mevlana Celaleddin-i Rumi, tüm eserlerinde, ontoloji, epistemoloji, mantık, dilbilim başta olmak üzere günümüze doğru, bilişsel dilbilim, analitik felsefe, fenomenoloji gibi birçok alana dair örneklemelere bolca yer veriyor. Sıkça başvurduğu sembolik dil, açıklamaya dayanan ifade tarzlarına göre daha etkili. Celaleddin-i Rumi eserlerini, ‘mana-suret’ eşleştirmesi üzerine kurgulamış biridir. Rumi’nin felsefesi özet olarak, olayların, nesnelerin yüzeysel, dış görünüşüne değil, özüne bakmayı içeriyor. İnsan gözü genellikle sembolik değere takılıp kalıyor ancak asıl değer maalesef orada bulunmamakta. İşte tüm sıkıntıları ve çatışmaları tetikleyen, yanlış anlamanın da, anlaşmazlıkların da çıkış noktası burada.

0コメント

  • 1000 / 1000

Gunhan's Blackboard

ギュンハンの黒板