DÜŞÜNMEK ve DÜŞÜNCE
Goethe’ye göre dünyanın veya yaşamın anlamı, düşünmek yoluyla ortaya çıkar. Platon’a göre düşünmek, insanın, kendisiyle diyaloğudur. Aristo insanı, ‘düşünen hayvan (canlı varlık)’ olarak nitelemişti. Hobbes’a göre düşünme eylemini elden bırakan insandan, geriye sadece hayvanlık niteliği kalır. Pascal’a göre insan, düşünmek için yaratıldı. Descartes’a göre yürümek bir eylemdir ancak düşünmek, hem eylem, hem de bir yetidir.
Birisi Zeyd’e tokat vurdu. Zeyd tam ona saldırırken tokadı vuran dedi ki;
‘Sana bir sorum var. Cevabını ver, sonra sen de bana vur. Başına vurduğumda ondan çıkan ses, başından mıydı yoksa benim elimden mi?’
Zeyd; ‘ağrıdan kurtulmuş değilim ki bunu düşünmeye imkanım olsun’ dedi. Senin bir derdin, acın yok, öyleyse sen düşün. Dert sahipleri böyle düşüncelerden hoşlanmazlar.
Köylünün biri, öküzünü ahıra bağlamış, aslan gelip öküzü yemiş ve onun yerine oturmuş. Köylü geceleyin ahıra gidip el yordamıyla karanlıkta öküzü aramış, elini aslana sürmüş, onu okşamış.
Aslan kendi kendine;
‘gece vakti beni öküz sanıyor’ demiş.
İnsan, gözle görünen deri kemik kısmı bir kenara konacak olursa gerisi, düşünceden oluşur. Düşünceler, adeta misafirin (veya gönüle gizlice giren hırsızın) eve gelmesi gibi hergün (her an) (görünmez (başka) bir yerden) zihne gelirler. İnsan büyüdükçe, tecrübeleri arttıkça misafirleri (düşünceler) de çoğalır.
Bunlar belli bir surete sahiptirler ama asıl değildirler, gizlidirler. Görüneni, sadece onun kopyası gibidir.
Düşünce, ruh ırmağında akıp giden çerçöp gibidir. Her sanat, hüner, eserin aslı, hayal, düşüncedir.
Bayraktaki aslan, gizli bir yel ile hareket eder. Beden de bayraktaki aslan gibi düşünce tarafından her an oynatılır.
Her düşünce, başka bir düşünceyi yer. Uyanınca düşünceler hemen insanın başına üşüşürler.
İlham ve vahiy buluttur. Düşünce oluğa benzer. Yağmur suyu bahçeleri sular, oluksa komşular arasında kavga çıkarır.
Gönülü ormana benzetecek olursak, düşünceler aslan, yaban eşeği vs gibidirler. Düşünceden perhiz eden, can kuvvetini bulur. (Düşünce’nin olumsuz yanının varlığından bahseder. Düşünce bir araçtır, kanaattır. O araç, kanaattan yararlanbilirsin ancak kendini ona gerçekmiş, kesin doğruymuş gibi kaptıran, çıkış yolunu şaşırır.
Düşünce, geçmişe veya geleceğe aittir. Düşünce, ‘o şeyi’ ancak ‘birşey olarak’ yakalayabildiği gibi, ‘o şeyin’ anını da yakalayamaz.
Hayaller, yokluk alemine kıyasla dardır. Onun için hayal, darlık ve sıkıntıya sebep olur. Hayaller, sezginin önünde engeldirler. Çünkü herkes bir hayale kapılmış, bir yeri eşmede. Hepsi can kıblesini kaybettiği için başka yöne yüz çevirmişlerdir.
‘hayal, ruhsuz şekilden ibarettir ve düşünce, hayal ile eşdeğerdedir.’ Hayalgücü (imgelem), düşüncelerin ve endişelerin kaynağıdır. Ancak herşeyin başlangıcı da hayalden, düşünceden ibarettir.
Düşünce bir deniz gibi ancak görünmez bir deniz. Bir dalga gelince, mana sese, surete bürünüp ortaya çıkar ve ardından tekrar dalga gibi denize döner. Suret, suretsizliğe bürünür.
Gunhan's Blackboard
ギュンハンの黒板
0コメント