Mevlana Celaleddin-i Rumi’de MANA-SURET perspektifi

AKIL-RUH

Dünya göze görünmeyen bir aklın eseridir; Gözle görünen bu dünya, gözle görünmeyen bir aklın eseridir Rumi’ye göre. O akıl, bu dünyayı resmetmiştir. Dünyadaki tüm suretler de, o akıl denizinin dalgasından ibarettirler. O aklın öğrenmesine gerek yoktur. İnsandaki akıl, o evrensel, bütün akıldan bir parçadır. Parça akıl, herşeyi o akıldan öğrenir. Böylece tüm evren-varlık, o aklın gölgesidir.

Akıl rehberdir; Akıl, kurtuluş için rehberdir insana. Akıl işin sonunu görür. Akıl, insanı doktorun ayağına kadar götürür ancak tedavisinde bir işe yaramaz.

Rumi insanı deveye, aklı da deveyi çeken deveciye benzetir. Akıl, insanı kendi hükmüne göre çeker götürür. Allah’ı güneşe benzetecek olursak, akıl Allah’ın gölgesidir. Gölgenin hareketi, gül dalındandır. Veya o, şimşeğin ışığı gibidir. O, yönsüzdür, gizlidir. Akıl, (ruh gibi) insanın vücuduna gayb aleminden akarsu gibi gelmektedir. Allahın inayeti kesildiğinde, insan aptallaşır.

İnsandaki parça akıl, gerçek aklın kabuğundan ibarettir. O, bir işi yüzlerce delille anlar. Faydalanacağı şeyi arar ve hırs, öfke vs zamanında yerinde durmaz. İnsanın, demir cevherine benzeyen bedeni ayna olma yeteneğine sahiptir ve onu cilalayacak olan şey de akıldır.

Ruh, aşk gibi gizlidir. Duygu akla esirdir. Akıl da ruhun esiridir. Ruhun rengi yoktur, unsurlara bağlı değildir. Ruhta ayrılma, kavuşma yoktur. Zan ise, ayrılma, kavuşmadan başka birşey bilmez. Ruh nefesi çeşit çeşit harflere bindirerek taşır. Bazen gül bahçesi bazen diken haline sokar.

Bedenle (suret/şekil) ruh (mana) birbirinden gizli değildir ama ruhu beden gözüyle göremeyiz. Beden açıkça görünür ama ruh görünmez. Ruhun asıl yurdu mekansızlık yeridir. Ruhun eğilimi hikmete ve ilimlere, bedenin eğilimiyse bağa bahçeyedir. Ruh, gelişmeye, şerefe eğilimli, bedense mal, mülk ve yiyecek kazanmaya eğilimlidir.

Beden, ruh doğanına bir tuzaktır. Ayağı bağlı, kanadı kırık durumda ona yakalanıp kalmıştır. Ancak ruh, bedensiz bir iş yapamaz. Ruhsuz bedense bir eser gösteremeyen cansız birşeydir. Dünyanın sebepleri bu ikisine bağlanmıştır. Ruh, bedene gereksinim duyar.

Ruh, ilim ve akılla dosttur. Türkçe, Arapça vs ile işi yoktur. Ruhun etkisi, bilgi ve anlayış sağlamaktır. Ruh, üzümde şarabı, yoklukta varlığı görür. Yaz içinde kışı, güneşte gölgeyi görür. Ruha verilen ilim damlası, heves rüzgarı ya da beden toprağından korunmaz ise boşa gider.

Ruh aynı akıl gibi, ırmağa benzettiği bedene görünmez bir kaynaktan gelen su gibidir. Beden ruh kesilecek olursa, gefletten kurtulur ve bütün sırları görür hale gelir.

0コメント

  • 1000 / 1000

Gunhan's Blackboard

ギュンハンの黒板