ANLAM-LILIK / ANLAM-SIZLIK
Jung’a göre insan zihni (veya ruhu), anlam-lılık, mantıklılık ile anlam-sızlık, saçmalık arasında gider gelir.
Müzik sessizliğin içinden doğar ve yine sessizliğin içine doğru ortadan kaybolur. Müziğin doğuş ve dönüş yeri sessizliktir. Bu yüzden sessizliğin anlamını bilmek önemlidir. (Rus piyanist Valery Afanassiev)
‘–sızlık’ durumu, hali, adeta bir sıçrama taşı gibidir. Anlam-sızlık veya anlam-dışılık (unsinnig), ‘anlamın bulunmaması’ anlamına gelmez. Bu durum, ‘mantığı aşan’ bir durumu ifade etmektedir. Yani, şimdi-burada mantık dünyasının dışında bir yerde, gerçekliğin bu durumuyla yargılanamayacağı, kavranamayacağı bir ‘anlam dünyası’ bulunmaktadır.
Anlam-sızlık perdesinin ötesinde anlamın yeri yoktur, ‘şimdi-burada’ki anlamda.
Saçmalık, anlam veya değerin bulunamaması veyahut mantıkdışı olma durumudur. Dünyanın işleyiş mekanizmasını, olayların gidişatını çözemeyen insan zihni sıkıntıya girer. ‘-sızlık’ durumu, bir eksikliğin de işaretidir. Orada, halen mevcut bulunmayışın ifadesidir. Nihilizm (hiçlik) duygu veya düşüncesinde, bu dünyada herşey anlam-sızlaşmıştır. Saçmalık ise, anlam-sızlık içinde, anlam arayışına denir.
Anlam, perspektifseldir. Perspektivizm’de insan, gerek fiziksel, gerekse ruhsal olarak (yakınlık-uzaklık ilişkisine dayalı olarak) kendine yakın olanı önemli, değerli görür. Manayı, öz olarak düşünecek olursak o, ruh gibi yakalanamaz. Ötelenir, itelenir durur. O zaman, ‘-sızlık’ veya birşeyden mahrumiyet durumu, insanı eşya ve olayların özüne bakmaya sevkeder.
Anlam-lılık, birşeyin belli bir değer sistemi (işaretler sistemi) içindeki yerine işaret eder. Kozmoz düzeni, kaos karmaşayı daha doğrusu zihinle düzenlenemeyen anlaşılmaz durumu ifade eder. Kaos düzeni yıkan bir güçtür aynı zamanda. Bu yıkım ve yapım hareketi veya döngüsü, insan davranışları açısından da geçerlidir. Başı ve sonu olmayan bu döngüyü görmek, özü görmeye, anlamı bulmaya bağlanacaktır.
Yok olmamış varlık var mı bir tek?
Herşey birgün dağılıp gidecek
Öyleyse vara yoğa ne bakarsın?
En iyisi yoku var, varı yok bilmek
(Ömer Hayyam)
Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum, bana seni gerek seni
(Yunus Emre)
Arayış, bulunmayanı, ortada olmayanı elde etmek, bulmak içindir. Bulduğunu, amacına ulaştığı halde hala arayıp istemek, şaşılacak birşeydir. Anlam-sız olan şey budur.
Yine, birşeyi bulunmadığı yerde aramak da, aramamak demektir. Gönlümüzdeki bütün gamlar, heva ve hevesimizin, varlığımızın tozundan, dumanından meydana gelir. ‘‘Anlam-lılık’’ hali, beklentinin yönü ve niteliği ile ilgilidir. Bütün hareketlerin denizden olduğunu gören, her an başka bir yöne yüz çevirmez.
Yokluk, Allah sanatının hazinesidir. Bu alem, oluş ve bozuluş alemidir. Yapılma yıkılmada, topluluk dağınıklıkta, düzeltme kırılmada, murat muratsızlıkta, varlık yokluktadır. Gönlü mekansızlık mekanına bağlamak gerektir. Burada ortaya çıkanlar, o mekansızlık aleminin akisleridir.
Mekansızlık (lamekan) aleminde ikilik yoktur. Herşey birdir. Birisi birisinin babasıdır ama bir başkasının da oğludur. Renklerin aslı renksizliktir. Savaşların aslı barıştır. Hamla dolu bu yerin aslı, o alemdir. Ayrılığın aslı, buluşmadır. Bir ağacın yaprakları döküldüğünde, Allah o ağaca, ‘‘yaprak-sızlık’’ azığı bağışlar.
Dert, sıkıntı çeken ötekine bakar, ‘‘bu zevk neden ki?’’ diye şaşar. O da meşakkat çekeni görür; ‘‘acaba bunu kim hapsetmiş ki?’’ diye hayrete düşer. Mekansızlık yurdunda sebepleri yaratanı gören, çalışmayı, kazancı, dükkanı saçma ve boşuna görür. Biri için faydalı olan şey, başkası için faydasız olabilir. Ağrı, sızı ve hastalık hazinedir.
Ayak izleri denize kadar gider. Denizde bu ayak izleri kaybolur gider.
Varlıktan öte bir meydan görmedikçe, darlıktan, addan, şöhretten kurtulamazsın. İşin içyüzünü göremezsin. Sözü bırak da, öz aynasına bak. Suret tozunu gördün ya, yeli de gör. Köpüğü gördün ya, icat denizini de seyret.
Gunhan's Blackboard
ギュンハンの黒板
0コメント